Ana içeriğe atla

Tasarrufun İptali Davası

YARGTAY 17. HUKUK DAİRESİ 09.03.2021 T. ESAS 2020/3094, KARAR 2465 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı Z. Duman vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02.03.2021 Salı günü davacı vekili Av. M. C. ile davalı Z.D. vekili Av. M. Tümkaya geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili; davacının İ.un İcra Müdürlüğü’nün 2017/35277 sayılı Dosyasında C. Duman hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinin kesinleştiğini, borçlunun borcu karşılayacak menkul ve gayrimenkulunun olmadığını, davalı C. Duman'ın Hatay İli, Arsuz İlçesi, Arpaçiftlik mah. 138 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 nolu parseller ile 139 ada 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsellerdeki hisselerini kardeşi olan diğer davalı Z. Duman'a devrettiğini, davalı C. Duman'ın mal kaçırma gayesinde olduğunu, devirlerin muvazaalı olarak yapıldığını, dava konusu taşınmazların tapuda gösterilen satış bedellerinin gerçeğin çok altında olduğunu, taşınmazda tasarrufun iptali gerektiğini belirterek taşınmazlar yönünden yapılan taasarrufların iptali ile davacı tarafa cebri satış yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı C. Duman; aynı dava konusuna ilişkin İ.un 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, o davadan feragat edildiğini, aynı şekilde yeniden açılan davayı kabul etmediğini, kardeşiyle yurtdışında çalışarak birikim yaptıklarını, dava konusu taşınmazlar dışında başka taşınmazlarda edindiklerini, kardeşiyle yapmış olduğu anlaşma sonucunda dava konusu taşınmazları kardeşine devrettiği, kardeşide kendisine bir takım taşınmazlar devrettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Z. Duman vekili; aynı dava konusuna ilişkin İ.un 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, o davadan feragat edildiğini, aynı şekilde yeniden açılan davanın reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmazların parselasyon sonucu oluştuğunu, yeni oluşan ve dava konusu olan taşınmazların kök parselinin arpaçiftlik köyü 291 nolu parsel olduğunu, bu parsellerin yarı yarıya davalılar adına tescil edildiğini, iptali istenen taşınmazlar bakımından zamanaşımının gerçekleştiğini, bu davanın açılabilmesi için muvafakat yada aciz vesikasının gerektiğini, dosyada aciz vesikasının da olmadığını, aciz halinde olmayan borçlu hakkında tasarrufun iptali davasının açılamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davalı borçlu C. Duman ile diğer davalı Z. Duman arasındaki; 18/09/2015 tarih ve 5621 Yevmiye Numaralı satış senedi ile satılan Hatay ili Arsuz İlçesi Arpaçiftlik Mah. 138 ada 1, 2, 3, 4, 5 nolu parsellerdeki 1/2 hisselerinin, 09/09/2016 tarih ve 5983 Yevmiye Numaralı satış senedi ile satılan; Hatay ili Arsuz İlçesi Arpaçiftlik Mah. 138 ada 6,7,8 nolu parsellerdeki 1/2 hisseleri ile 139 ada 4,5,6,7,8,9 nolu parsellerdeki 1/2 hisselerinin satışı ile ilgili tasarrufların İ.un İcra Müdürlüğü'nün 2017/35277 sayılı takip dosyasındaki takip konusu alacak ve ferilerinin ulaştığı miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, tapudaki davalı Z. Duman üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan davacı alacaklıya bu taşınmazları icraca haczedilerek satılmasını isteme hak ve yetkisinin tanınmasına karar verilmiş; hüküm davalı Z.D. vekili tarafından istinaf edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesince, İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Z.D. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı Z.D. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı Z.D. vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, ayrıca ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının ve mühim bir kısmının devri halinde de tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda davalı Z.D. vekilince dava konusu taşınmazların parselasyon sonucu oluştuğu, yeni oluşan dava konusu yerlerin kök parselinin Arpaçiftlik Mahallesi 291 numaralı parsel olduğu ve 2006 yılında davalı kardeşler adına 1/2 eşit paylar halinde tapuya daha önce tescilli olduğu belirtilmiş, 2013 yılında kok parselde tevhit-ifraz-yola terk işlemi yapıldığından yeni oluşan imar parselleri de yine 1/2 eşit hisse şeklinde taraflar adına tescil edildiği, davalıların daha sonra kendi aralarında eşit hisseli bu yeni imar parsellerde kendi aralarında bölüşüm yaparak hisseleri birbirlerine devir ettikleri yönüyle savunma yapmıştır. Tapu kayıtlarının incelenmesinde Arpaçiftlik Mahallesi 291 numaralı parsele ilişkin ifraz işlemi yapıldığı ve çok sayıda kişi adına çok sayıda taşınmazın kaydedildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece,söz konusu kök parsele ilişkin ilgili kurumlardan kayıtlar istenilmiş ise de davalı Z.D.’ın savunmaları doğrultusunda araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece, davalı Z.D. vekilinin savunmaları doğrultusunda Arpaçiftlik Mahallesi 291 numaralı kök parsele ilişkin yapılan ifraz işleminin nasıl ve hangi tarihte başladığı, ifraz sonucu davalı borçlu ve davalı Z.D.’a düşen tüm taşınmazların ve hisselerinin belirlenmesi ile davalı borçlu ve davalı Z.D.’ın hangi taşınmazlara ilişkin hisselerini birbirlerine devredildiği tarihleri ile belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre davalılar arasında yapılan işlemlerin alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp, Bölge Adliye Mahkemesi’nce de bu hususa yönelik davalı Z.D. vekilinin istinaf başvurusunun yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Z.D. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Z.D. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyası İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı Z.D.'a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Z.D.'a geri verilmesine 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...