12. HD. 19.10.2012 T. E:21462, K:30341
İİK.nun 264. maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasimin koşullarını ve ihtiyati haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir.
Borçlular hakkında genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine itiraz edilmesi halinde, İİK.nun 264/2. maddesi gereğince bu itiraz alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından veya talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi nedeniyle düşmesi veya HUMKnun 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması yada davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİKnun 264/4). Bu konudaki şikayet, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süreye de tabi değildir.
Somut olayda, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21.4.2009 tarih ve 2009/60 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden ilamsız icra takibine geçildiği, ihtiyati haczin 22.4.2009 tarihinde infaz edildiği, borçlulara örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede 24.4.2009 tarihinde icra dairesine itirazda bulunduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Borçlu icra mahkemesine verdiği şikayet dilekçesinde takibin itirazla durması sonrasında alacaklı vekilinin talebi üzerine ihtiyati haciz kararına binaen konan hacizlerin hükümsüz kaldığını beyanla konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler uyarınca borçlunun icraya itirazı, alacaklı vekiline tebliğ edilmediği için itirazın iptali davasını açmak için gereken 7 günlük hak düşürücü süre başlamamış olup, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile borçlunun ödeme emrine itirazından sonra 7 gün içinde alacaklı tarafça herhangi bir kanuni yola başvurulmadığından yapılan hacizlerin hükümsüz hale geldiği gerekçesi ile talep de aşılarak şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA)
YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...
Yorumlar
Yorum Gönder