Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 08.03.2013 Tarihli 2012/6746Esas 2013/13Karar
Şikayetçi vekili, borçluya ait geminin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, kurum alacaklarının 5 yıllık tahsil zamanaşımına uğradığı ve geçerli haciz kalmadığı gerekçesiyle müvekkiline pay ayrılmadığını, oysa 506 sayılı Yasa'nın 80 inci maddesine göre zamanaşımının kesildiğini, aksi düşünülse dahi taksitlendime ve ödeme ile zamanaşımının kesildiğini, ayrıca 2004/11246 sayılı dosyadan konulan haczin de dikkate alınmadığını ileri sürerek, sıra cetveli kararının kaldırılmasına ve satış bedelinden SGK Başkanlığına ödeme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. İcra Mahkemesi'nce, iddia, savunma, Yargıtay bozma kararı kapsamında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre şikayetin kabulüne dair verilen karar, şikayet olunanın temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, şikayet olunan M.B. Vekili kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
Bir alacağın tahsilini teminen konulan haciz, sadece o alacağı ve satış tarihine kadar işleyen faizlerinin karşılanmasına yarar. Haciz tarihinden sonra doğan alacaklar, o malın satış bedelinden karşılanamaz. Dosyanın incelenmesinde bedeli paylaşıma konu üzerine şikayetçi kurum alacakları için 10.02.2005 ve 30.04.2010 tarihinde iki ayrı haciz konulduğu görülmüş, ara dönemde borçlu ile şikayetçi arasında taksitlendirme yapıldığı ve borçlunun bir miktar borcunu ödediği şikayetçinin beyanlarından anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 30.04.2010 tarihindeki alacak tutarının belirlenmesi ile yetinilmiş ise de bu bilgi sıra cetvelindeki paylaşım için yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, şikayetçinin alacağının tutarının, yukarıda açıklanan ilkeler de göz önünde tutulmak suretiyle, kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile her bir haciz tarihi ve bu hacizlere esas tutulan alacaklar bakımından (yapılan tahsilatlar ve satışa kadar işleyen faizleri ile birlikte) tespiti; bundan sonra da 6183 sayılı Yasa kapsamında konulan önceki tarihli hacze esas tutarın tamamının şikayetçiye verilmesi, şikayet olunanın haczinden sonra konulan kamu haczi için de anılan Yasa'nın 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca dağıtım yapılmasını sağlayacak şekilde bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulması gerekirken, Dairemizin 14.09.2012 gün 2012/3364-5137 E.K.sayılı kararı ile yanılgılı biçimde onandığı anlaşıldığından, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile anılan kararın kaldırılması ve hükmün belirtilen nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...
Yorumlar
Yorum Gönder