Tasarrufun iptaline karar verilen taşınmazın haczine ilişkin İİK Md. 103 davetiyesinin borçluya tebliğ edilmemesi, kıymet taktir raporunu tebliğ alan borçlunun hacizden haberdar olduğunun kabulü
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 06.10.2016 T. Esas 19191, Karar 20848
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlunun, takip dosyasında haczedilen bir kısım taşınmazın, İİK'nun 82/1-12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/373 Esas, 2014/263 Karar sayılı tasarrufun iptali davasında borçlunun takipten haberdar olduğu ve takip dosyasından borçlu vekilince fotokopi alınması nedeniyle de hacze muttali olunduğu gerekçesiyle bir kısım taşınmazlar yönünden şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.
Mahkemece borçlunun şikayete konu hacizlere muttali olduğu kabul edilen Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/373 Esas, 2014/263 Karar sayılı tasarrufun iptali konulu mahkeme kararının incelenmesinde, dava konusunun meskeniyet şikayetine konu olan ve mahkemece süreden reddine karar verilen taşınmazlar olmadığı, bu nedenle de bu dava ile borçlunun şikayete konu hacizleri öğrendiğinin kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, her ne kadar mahkemece, borçlunun takip dosyasından fotokopi alması ile hacizleri öğrendiği kabul edilmiş ise de, dosya kapsamında, borçlu tarafından takip dosyasının fotokopisinin alınmasına ilişkin bir tutanağa rastlanmadığından, Dairemizin 27.01.2016 tarih ve 2015/23805 Esas, 2016/2445 Karar sayılı Geri Çevirme kararı ile, söz konusu fotokopi istenmesine ilişkin dilekçe ve icra müdürlüğünün bu dilekçe üzerine yaptığı işlemi tevsik eden belgeler istenmiş, icra dairesinin 07.6.2016 tarihli cevabi yazısı ile bu hususta borçlu tarafından verilen bir dilekçenin bulunmadığı bildirilmiştir. Bu durumda, borçlunun dosyadan fotokopi alması söz konusu olmadığından, hacizlerden de haberdar olduğunun kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazlara, tapuda 08.8.2012 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, borçluya İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun ise 15.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre, borçlunun hacizlerden en erken bu tarihte haberdar olduğu anlaşılmakla, 16.01.2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
GD : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder