Ana içeriğe atla

Adi kefile karşı icra takibi başlatılabilmesi için rehin açığı belgesi yeterli değildir, kesin aciz vesikası alınması gerekir.

T.C. YARGITAY 13.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI Esas Karar 2013/26437 2014/2487 30.01.2014 Davacı, 3. kişinin davalı bankadan kullandığı konut kredisine kefil olduğunu, usulsüz şekilde asıl borçlu ile. birlikte hakkında icra takibi başlatılması üzerine, asıl borçlu yönünden takip semeresiz kalmadıkça kefile başvurulamayacağı itirazı ile açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, ancak bu süreçte söz konusu takipte maaşından 27.201,50 TL nin haksız şekilde kesilmeye devan edildiğini ileri sürerek bu meblağın ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile istirdadını istemiştir. Davalı, menfi tespit davası kesinleştikten sonra asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, taşınmazın satışının gerçekleşmesine rağmen bakiye alacaklarının kalması üzerine kefil hakkında yeniden takibe giriştiklerini, ilk takipte kesilen paranın usulüne uygun başlatılan ikinci takip yönünden takas ve mahsubunu sağladıklarını, istirdat talebinin bu nedenle yersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, maaş kesintisinin yapıldığı icra dosyasında 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesi gereği takip şartı sağlanmadan kefil hakkında haciz işlemlerine başlanmış ise de asıl borçlu hakkındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borç ödemeden aciz vesikası alındığı, takip şartının bu şekilde tamamlanması üzerine kefil davacı hakkında yeniden takibe girişildiği ve usule uygun şekilde takas mahsup talebinde bulunulduğu, bilirkişi incelemesi ile takas hakkını ileri süren davalının alacağının dava konusu miktardan fazla olduğunun tespit edildiği, bu halde istirdat talebinin yerinde kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 18.6.2013 tarih, 2013/8133 esas- 2013/16539 karar sayılı ilamı İle onanmış, bu kez davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dava, konut kredisine kefaletten doğan istirdat istemine ilişkindir. 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunu 10/3.maddenin, son cümlesi, "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü getirmiştir. Mahkemece davalının 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesi gereğince takıp şartlarını sağladıktan sonra davacı aleyhine başlattığı ikinci takipte dile getirdiği takas ve mahsup talebinin, asıl borçlu hakkında yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kesin aciz vesikası alınmış olması nedeniyle yerinde olduğu değerlendirilmiş ise de, söz konusu takipte taşınmaz satışı sırasında bakiye borç kalması sonrası alınan 12.8.2010 tarihli belge borçlu yönünden kesin aciz vesikası olmayıp, rehin açığı belgesidir ve hakkında genel haciz yoluyla takip de devam eden borçlu yönünden alacağın tahsili imkanı kullandığı, diğer bir deyişle takibin semeresiz kaldığı sonucunu doğurmaz. Bu halde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10/3. maddesinde aranan şartın sağlandığından bahsedilemeyeceğinden davanın yazılı gerekçelerle yanılgıya dayalı reddine ilişkin hükmün bozulması gerekir. Ne var ki, kararın, zuhulen onandığı karar düzeltme aşamasında anlaşılmış olduğundan davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 18.6.2013 tarih, 2013/8133 esas- 2013/16539 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davacı lehine BOZULMASINA, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...