YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ 24.11.2015 T. E: 2817, K: 10737
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi Fettah Özü'n vefat ettiğini, terekesinin borca batık olması sebebiyle mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile muris Fettah Özü'n terekesinin TMK'nın 605. maddesi uyarınca borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan İzmir SGK Bölge Müdürlüğü, Milangaz A.Ş., İzmir Karşıyaka Vergi Dairesi vekilleri temyiz etmiştir.
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2).
Mirasçılar tarafından, terekeye dahil olan bir taşınmazdaki miras hissesinin satış işlemine konu edilmesi, Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesi anlamında, tereke mallarını kendisine maletme (mirasın benimsenmesi) anlamına gelir ve ret hakkından yoksun kalırlar.
Somut olayda, murisin ölüm tarihi 30.05.2005 olup, davacı vekili davanın ıslahına ilişkin 08.05.2013 tarihli dilekçesinde murisin vefatından önce
adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı Milangaz A.Ş.(Özfiliz Ltd.Şti.) lehine ipotek tesis ettirdiğini, murisin ölümünden sonra anılan şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, borcun kapatılması için davacı ve diğer mirasçıların taşınmazın tapusunu verdiklerini bildirmiştir. Mirasçılar tarafından terekeye dahil olan bir taşınmazın satış işlemine konu edilmesi TMK 610/2 maddesi anlamında tereke malının (mirasın) benimsenmesi anlamına gelir ve mirasçı ret hakkından yoksun kalır. Bu durumda mahkemece mirasçı olan davacının ret hakkının düştüğü gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...
Yorumlar
Yorum Gönder