Ana içeriğe atla

Kıymet taktir raporunun süresi hakkında

 

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2016/25877

K. 2016/21829

T. 20.10.2016

191 ada 1 ve 2 numaralı parsellere dair sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de;

Borçlular tarafından üç adet taşınmazın ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, ihale tarihine kadar kıymet takdirinin üzerinden 2 yıl geçmiş olduğu gerekçesi ile taşınmazların ihalesinin feshine dair verilen kararın Dairemizce onandığı görülmektedir.

İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, şikayete konu taşınmazlardan 186 ada 3 parsel ile ilgili olarak icra müdürlüğünce 06.08.2013 tarihinde kıymet takdirinin yapıldığı, bilirkişilerce düzenlenen 29.08.2013 havale tarihli raporda; (3) parsel sayılı taşınmaza 66.470,00 TL değer biçildiği, borçluların kıymet takdirine itirazı üzerine Salihli İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/57 E.-269 K. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın değerinin 70.000,00 TL olarak belirlendiği, mahkemece 27.10.2014 günü yapılan keşif sonucunda alınan 06.11.2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verildiği, ihalenin ise 05.01.2016 tarihinde iki yıllık süre henüz geçmeden yapıldığı görülmüştür.

HGK'nun 26/02/1992 gün ve 92/70-130 Sayılı kararında; satışın, kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı benimsenmiştir. Ayrıca kararda iki yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır.

Bu durumda somut olayda, (3) parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak itiraz üzerine mahkemece 27.10.2014 tarihli keşif sonucunda takdir edilen kıymet, 05.01.2016 tarihli ihalede esas alınmış olmakla, ilgili taşınmaz yönünden icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdiri kesinleşmemiş olacağından (2) yıllık sürenin hesabında dikkate alınamayacaktır.

O halde (3) parsel sayılı taşınmazın ihalesi, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 27.10.2014 tarihinden itibaren iki yıllık süre geçmeden gerçekleştiğinden ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığından mahkemece, 186 ada 3 parsel yönünden ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne hükmedilmesi isabetsiz olup, Dairemizce mahkeme kararının açıklanan sebeplerle kısmen bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla (3) parsel sayılı taşınmaz yönünden karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

KARAR: Davalının karar düzeltme isteminin kısmen kabulüyle Dairemizin 26/05/2016 tarih, 2016/11434 Esas - 2016/14929 Karar sayılı onama ilâmının 186 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden kaldırılmasına, Turgutlu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18/02/2016 tarih ve 2016/2 E. 2016/47 K. sayılı kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca anılan taşınmaza hasren (BOZULMASINA), 20/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...