Ana içeriğe atla

TBK Md. 592 (BK Md. 500) ipoteğin fekkinin kefilin durumunu ağırlaştırdığı

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 2023/1939 Esas 2024/5406 Karar 01.07.2024 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ilk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmistir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince basvuruların esastan reddine karar verilmistir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz sartı ve diger usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, geregi düsünüldü. I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın ..... Subesi ile davalı arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözlesmeleri imzalandıgını, anılan kredi sözlesmesine dayanılarak kredi müsterisi firmaya müvekkili banka tarafından kredi kullandırıldıgını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesapların kat edilip davalı hakkında baslatılan icra takibine davalının itirazının haksız oldugunu ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmistir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin dava dısı ..... Otomotiv San.Tic. Ltd. Sti. adına düzenlenen 31.05.2012 tarihli genel kredi sözlesmesine kefil oldugunu, davacının, asıl borçlunun kullandıgı-kullanacagı kredilerden dogmus ve dogacak borçlarına, mevcut ve gelecekteki diger kefillerden bagımsız olarak 160.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere müvekkilinin müteselsil kefil oldugu beyanını içeren tarihsiz bir belge sundugunu, ancak bu belgenin müvekkilin eli ürünü olmadıgını, altındaki imzanın ise müvekkiline ait olup olmadıgının belirli olmadıgını, müvekkilinin imzalamıs oldugu belgenin sadece o dönem asıl borçlu ..... Otomotiv tarafından çekilen 160.000,00 TL'lik krediye iliskin oldugunu, asıl borçlunun o dönem almak istedigi dükkan için gerekli olan meblag kadar davacıdan kredi basvurusunda bulundugunu, söz konusu kredinin onaylanıp kredi ile satın alınan dükkan üzerine ipotek konuldugunu, müvekkilinin sadece bu kredi sözlesmesine kefil olma niyeti ile imza attıgını, bu kredinin ise vadesinde ödenerek kapatıldıgını ve söz konusu dükkan üzerindeki ipotegin fek edildigini, ancak asıl borçlu ve davacı bankanın, kaldırılan ipotekle ilgili müteselsil kefil olan müvekkiline bilgi vermedigini, tasınmazın asıl borçlu tarafından 3. bir sahsa satıldıgını, bankanın alacagını ipotekli gayrimenkul üzerinden alma imkanı varken ipotegi fek edip sözlesme kefiline yönelmesinin hukuka aykırı oldugunu, asıl borçlunun kullanmıs oldugu bir baska krediye iliskin ödemelerin aksaması üzerine, davacı bankanın, asıl borçluya sınırsız kefaleti oldugunu iddia ettigi Genel Kredi Sözlesmesi üzerinden müvekkili hakkında icra takibi baslattıgını, kefilin sadece kefil olarak imzaladıgı kredi sözlesmesi geregi ödenmemis borçlardan sorumlu tutulabilecegini, müvekkilinin kefaletten rücu ettigine dair davacıya Ankara ....Noterliginin 20.01.2016 tarihli ve ..... sayılı yevmiye ile bildirimde bulundugunu, davacının takibe geçmeden önce müvekkiline ihtarname keside etmedigini savunarak davanın reddini istemistir. III. ILK DERECE MAHKEMESI KARARI Ilk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkisi raporuna göre takibe konu borçlu cari hesap ve kredili mevduat hesaplarının davalının kefaletinin bulundugu sözlesmeye istinaden açılıp kullandırılmıs olması nedeniyle davalının bu kredi borçlarından sorumlu oldugu, depo talebine isikin sözlesmede kefilin sorumluluguna iliskin açık düzenleme bulunmadıgı, takipten sonra yasal yükümlülük tutarları ödenen çeklerden kaynaklı nakit riskin davacı Banka ile dava dısı asıl borçlu sirket arasında akdedilen 30.06.2014 tarihli Genel Kredi Sözlesmesi kapsamında kaldıgı, davalının 30.06.2014 tarihli sözlesmede kefaleti bulunmadıgı için sözlesmeden kaynaklı riskten sorumlu tutulamayacagı, davalı tarafa ihtarname keside edilmedigi için davalının temerrüdünün takip tarihi itibariyle olustugu, davalı kefilin sorumlu olacagı toplam tutarın 71.938,52 TL oldugu, dosyaya sunulu 19.11.2012 tarihli ve 31918 yevmiye no.lu ipotek belgesi bilgilerine göre 19.11.2012 tarihinde 350.000,00 TL tutarında davacı Banka lehine ipotek tesis edildigi ve bu ipotegin 25.11.2015 tarihinde terkin edildigi, ipotekli gayrimenkulun 25.11.2015 tarihinde Sefa Özyılmaz adlı sahsa satısından dolayı üzerindeki ipotegin terkin edildigi, asıl borçlu sirketin genel kredi sözlesmelerinin teminatı olmak üzere sirket yetkilisi S.Y.'in maliki oldugu tasınmazın 19.11.2012 tarihinde davacı bankaya ipotek edilmesine ragmen, sirketin basvurusu üzerine kefilin muvafakatı alınmadan, ayrıca kefilin haberi olmadan anılan tasınmazın 3. kisiye satılması için 25.11.2015 tarihinde ipotegin terkin edildigi, davalı kefilin davacı bankaya hitaben keside ettigi Ankara 16. Noterliginin 20.01.2016 tarih 01558 yevmiye no.lu ihtarnamesi ile kefillikten feragat ettigini bildirdigi, dava açıldıgı tarihte yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 592 ve 596 ncı maddeleri birlikte degerlendirildiginde, kefilin açık muvafakati olmadan ipotegin fekedilemeyecegi, davalının imzasının bulundugu kredi sözlesmesine iliskin kefaletin usulüne uygun yapıldıgı, ancak davacının, aynı genel kredi sözlesmesinin teminatı olarak alınan ipotegi kefilin muvafakatını almadan kefilin durumunu agırlastıracak sekilde fekkettigi, ipotegin kaldırılmasından sonra ipotek konusu tasınmazın 3. kisiye satıldıgı, dolayısıyla davalı tarafından yapılan itirazın yerinde oldugu gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmistir. IV. ISTINAF A. Istinaf Yoluna Basvuranlar Ilk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karsı süresi içinde taraf vekilleri istinaf basvurusunda bulunmustur. B. Istinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; fek edilen ipotegin 6098 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden sonra, asıl borçlu olmayan 3. kisi S.Y. tarafından 19.11.2012 tarihinde tesis edildigini ve 04.12.2015 tarihinde fek edildigini, somut olayda 6098 sayılı Kanun'un 596 ile 592 maddelerinin uygulandıgını, ancak müteselsil kefil olan davalının alacaklı bankaya halef olabilmesi için öncelikle ifada bulunması gerektigini, ancak davalı tarafından müvekkili bankaya hiç ifada bulunulmadıgını, bu nedenle verilen karar ile davalının müvekkili aleyhine sebepsiz zenginlestigini, halefiyet hakkının kullanılabilmesi için ipotegin sadece kefalet anında var olması ya da bizzat asıl borçlu tarafından özellikle bu alacak için verilmis olması gerektigini, somut olayda ipotegin asıl borçlu tarafından degil 3. kisi tarafından verildigini, bu nedenle kefilin durumunun agırlasmasının söz konusu olmadıgını, mahkemece davalının BCH ve kredili mevduat hesabı hakkında sorumlu oldugu tespit edilmis olsa da çek yaprakları bedelinin faiziyle birlikte depo edilmesi hakkındaki hususun hatalı oldugunu, davalı tarafından yargılama asamasında tüm dilekçeler ve beyanlar sunulduktan sonra 17.04.2018 tarihinde yeni bir cevap dilekçesi niteliginde ve savunmayı genisleten dilekçe sunuldugunu, bu dilekçeye muvafakatları olmadıgı beyan edilmesine ragmen mahkemece savunmayı genisleten isbu dilekçe dikkate alınarak dosyanın tekrar iki defa bilirkisi incelemesine gönderilerek yargılamanın sil bastan tekrarlandıgını, bu hususun emredici hükümlere aykırı oldugunu belirterek Ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemistir. 2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektigini belirterek Ilk derece Mahkemesi kararının bu yönü ile kaldırılmasını istemistir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dısı asıl borçlunun davacı banka yararına borçlarının teminatını teskil etmek üzere dava dısı S.Y.'in maliki oldugu tasınmaz üzerinde 19.10.2012 tarihli 350.000,00 TL limitli ipotek tesis edildigi, ipotegin 25.112015 tarihinde davalının rızası alınmaksızın fek edildigi ve aynı tarihte tasınmazın yine dava dısı Sefa Özyılmaz isimli sahsa satıldıgı, ipotegin fekkinden dolayı kefilin sorumlulugunun agırlastırıldıgı, 6098 sayılı Kanun'un 592 nci maddesinin birinci fıkrasında alacaklının, alacagın özel güvencesi olmak üzere elde ettigi rehin haklarını, güvenceyi ve rüçhan haklarını yalnızca ve mutlaka asıl borçludan temin etmesine yönelik özel bir sart bulunmadıgından, 3. kisilerden elde edilen güvencelerin de 592 nci madde kapsamında degerlendirilmesi gerektigi, fek edilen ipotek bedeli isbu davada hesaplanan kefilin sorumlulugunun üstünde oldugundan 592 nci maddenin son fıkrası nazara alındıgında davalı kefil yönünden talep edilebilecek bir alacagın bulunmadıgı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesine bir isabetsizlik görülmedigi, davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelince, dosya kapsamında davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduguna iliskin bilgi ve belge bulunmadıgından davalı vekilinin istinaf itirazlarının da yerinde görülmedigi gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf basvurularının esastan reddine karar verilmistir. V. TEMYIZ A. Temyiz Yoluna Basvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karsı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmustur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf asamasındaki itirazlarını yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmistir. C. Gerekçe 1. Uyusmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, genel kredi sözlesmesine kefalet nedeniyle baslatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine iliskindir. 2. Ilgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6098 sayılı Kanun'un 592 nci maddesinin birinci ve son fıkraları 3. 2004 sayılı Icra ve Iflas Kanunu'nun 67 nci maddesi. 3. Degerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlıgı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karsılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyusmazlıga uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki iliskinin nitelendirilmesine, dava sartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemistir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Asagıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneginin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2024 tarihinde oy birligiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...