Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şikayet konusu kararın verilmesinde ve dava açılmasına sebebiyet verilmesinde davalıya atfedilecek bir kusur yoksa, davalı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine takdir edilemez.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 16.06.2021 1967 ESAS 6562 KARAR Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılardan .... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş. Başkan Kocaman tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan takipte borçlunun, icra emri tebliğinden önce ödenen dosya borcu için alınan tahsil harcının iadesi talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin dosya üzerinden incelenerek reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin yerinde olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile tahsil harcının alınması işlemine ilişkin müdürlük kararını...

Alacaklının haricen tahsilat bildiriminde bulunması halinde tahsil harcının borçlunun yükümlülüğünde olduğu

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 02.05.2019 2018/7059 Esas 7587 Karar Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi N. Taş Çörekçi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-İşin niteliği bakımından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nin 438. ve İİK'nin 366. maddeleri hükümleri uygun bulunmadığından bu yoldaki isteğin oy birliğiyle reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi: 2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; alacaklı asilin, sehven icra takibi başlattığını kendilerine bildirdiğini ancak alacaklı asilin talimatı olmadan vekil tarafından işlemlere devam edildiğini, feragat edi...

İhalenin feshi - taşınmaz muhammen bedelin üstünde ihale edildiğinde hukuk yarar koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği - ilanın milli gazetede yayımlanmasının gerekmediği

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 32. HUKUK DAİRESİ 30.05.2024 2024/679 ESAS 2024/928 KARAR Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği, davacı vekili satış ilanının ulusal bir gazetede yayınlanması gerektiğini belirtmiş ise de satış kararına uygun olarak taşınmaz açık artırma ilanının yerel gazetede 20/09/2023 tarihinde yayınlandığı, satış ilanının mahalli gazetede yapılması yeterli olup, memurun işlemi İİK'nın 114/2 maddesine uygun olduğu, ilanın yurt çapında yayımlanan ulusal gazetelerden birinde ilan edilmesi hususu, her yöreden alıcısı çıkacak nitelikteki otel, fabrika ve benzeri gibi yüksek değerli yerler için olup görülmekte olan davaya emsal teşkil etmeyeceği, şikayetçi borçluya satış ilanı usulüne uygun tebliğ edilmediği belirtilmiş ise de satış ilanının ş...

Çek zamanaşımı - çeklerde 6 ay olan zamanaşımı süresi 3 yıla çıkarılmıştır. 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, çekin ibraz süresinin bitim tarihinin yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra olması gerekmektedir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/27354 Esas 2013/4250 Karar 14.12.2013 Çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu takibin kesinleşmesinden sonra 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini ve takibin zamanaşımına uğradığını belirterek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesi ile değiştirilen 6762 Sayılı T.T.K.'nun 726. maddesine göre zamanaşımının 3 yıl olarak dikkate alınması gerektiği, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek istem reddedilmiştir. 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik 6762 Sayılı TTK 'nun 726. maddesinde; "Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çek...

Sıra cetveli - itiraz ipoteğin (rehinin) kapsamına ilişkinse itiraz sıraya ilişkindir, esasa ilişkin değildir. Dolayısıyla icra mahkemesi görevlidir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin 2021/223 Esas 2021/597 Karar ''Takibe konu 06 AGL 951 plakalı araç üzerindeki müvekkili banka lehine tesis edilen rehnin, borçlu firmanın müvekkili bankaya doğmuş ve/veya doğacak tüm borç ve risklerinin güvencesini teşkil ettiğini, bu kapsamda ihale bedelinin tamamının taraflarına ödenmesine karar verilmesi gerekirken arta kalan tutarın davalılar arasında garameten paylaştırıldığını, mahkemece görevsizlik nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiş olup verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu... ...Şikayetçinin icra hakimliğine itirazlarının, şikayet olunanların alacaklarının doğumuna (esasına) yönelik bir itiraz olmadığı, ipoteğin kapsamına yönelik yani alacağın sırasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durum Kanun'un tabiriyle yalnız sıraya dair itiraz olarak kabul edilir. Bu durumda dava icra hukuk mahkemesinde görülmelidir.''

Sıra cetveli - bedeli paylaşıma konu malın aynından doğmayan kamu alacağının önceki tarihli rehinli alacağın önüne geçemeyeceği

Yargıtay 23. HD. 29.05.2012 T. E:2531, K:3729 ''Davacı vekili, borçluya ait aracın satım bedelinden aracın aynından kaynaklanan vergi borcunun ödenmesinden sonra düzenlenen sıra cetvelinde paylaşıma konu tüm paranın borçlunun ticari vergi borcu nedeniyle davalıya ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin davalının haczinden önceki tarihte satılan araç üzerine rehin hakkı sahibi olduğunu, vergi dairesince borçlunun ticari faaliyetinden kaynaklanan vergi borcu nedeniyle müvekkilinin rehininden sonra haciz konulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile yeniden tanzimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin vergi alacağının ilk sırada ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı vergi dairesi alacağının bedeli paylaşıma konu aracın aynından kaynaklanan vergi borcu olmayıp, borçlunun ticari faaliyetinden kaynaklanan vergi alacağı olduğu, ...

Sıra cetveli - rehinli alacak tutarı satış bedelinden fazla ise satış bedelinin tamamı alacaklıya verilir.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 27.11.2008 tarih 2008/10082 E.-2008/11662 K. ''Davacı vekili satışı yapılan aracın Alara Medikal Tıp Cihazları Ltd Şti’nin tüm borçlarından dolayı müvekkili bankaya rehinli olduğunu, ancak sıra cetvelinde sadece taşıt kredisinden doğan 4.004.36 YTL için pay ayrıldığını, borçlunun kefalet borcundan dolayı 150.000 YTL borcu bulunduğunu bu nedenle sıra cetvelinde davalılara ayrılan payın müvekkiline tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, bankanın yazmış olduğu müzekkereyle 4.004.36 YTL rehinli alacağı olduğunu bildirdiği daha sonra kefaletten dolayı 150.000 YTL riski olduğunu iddia ederek 154.000 YTL rehinli alacağı olduğunu ileri sürmesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı bankanın rehinli alacak tutarının satış bedelinden fazla olduğu belirtilerek davalılara tahsil edilen payın davacıya özgülenmesine karar verilmiştir. Davalı EDF Faktoring vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara ka...

HMK / İhtar / tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra usul ve yasaya aykırıdır / muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmelidir

12. Hukuk Dairesi'nin 24.06.2020 T. E: 2019/13460, K: 5523 sayılı ilamında; ''Bu nedenle muhtırada Hâkim veya Mahkeme Başkanının sicili ve imzası bulunmalıdır. Muhtıra Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da Hâkim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur. Mahkeme Yazı İşleri Müdürünün veya kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz edene süre vermesi veya tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra usule aykırıdır, Mahkeme Yazı İşleri Müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre ya da tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılamaz. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanıl...

kambiyo / çek / yetkili hamil ile keşideci arasında çekin düzenlenmesine sebep olacak doğrudan bir hukuki ilişki yoksa, TTK md. 732 uyarınca açılacak sebepsiz zenginleşme davasına ispat yükü keşideciye aittir.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 26.11.2015 tarihli E.4711 K.15671 sayılı içtihadı; Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı takibe konu çekin hatır çeki olduğunu, çekin keşide tarihindeki değişikliğe ilişkin parafın müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu çeke ilişkin alınan bilirkişi raporu ile keşide tarihinde değişiklik yapıldığının ve buna ilişkin atılan parafın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, keşide tarihindeki tahrifat nedeniyle davacının bu çekle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, değişiklik öncesi keşide tarihi ile bankaya ibraz tarihi arasında yaklaşık 1 yıl süre geçtiği, kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların da kaybedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller...

kambiyo / çek / Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2016/31067 Esas 2018/3767 Karar sayılı 26.04.2018 tarihli kararı; Alacaklı tarafından, (1 adet) çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçlu şirketin, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte, takibe konu çekin, alacaklı banka tarafından tahsil cirosu ile devralındığı, haliyle borçlu şirket aleyhine takip yapılamayacağı şikayetiyle anılan takibin iptali için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; anılan çekin tahsil cirosu olarak devralındığı kanaatiyle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. 6102 sayılı TTK'nun 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somu...