YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 2014/17828 Esas 2014/20746 Karar 09.09.2014
İcra mahkemesi kararının şikâyetçiye 22.11.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen anılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 14.01.2014 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda şikayetçi vekilinin 14.01.2014 tarihinde yaptığı temyiz başvurusu İİK. nun 363.maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemenin 14.01.2014 tarih 2013/458-730 sayılı temyiz isteminin süreden reddine ilişkin ek kararının bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla, şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.04.2014 tarih ve 2014/8003 E., 2014/10692 K. sayılı ilamının ve mahkemenin 14.01.2014 tarih 2013/458-730 sayılı temyiz isteminin süreden reddine ilişkin ek kararının oybirliğiyle kaldırılmasına karar verildi. Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19.09.2013 tarih ve 2013/458 E, 2013/730 K. sayılı asıl kararının temyiz incelemesine geçildi:
Şikayetçi ihale alıcısının, ihalede satın aldığı aracı teslim almaya gittiğinde, araçtaki motor ve şasi numaralarının ihale konusu araca ait olmadığını tespit ettiğini ileri sürerek ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvurunun, mahkemece ileri sürülen hususun gizli ayıp teşkil etmediği ve şikayetin İİK'nun 134/2.maddesine göre süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nun 134.maddesinin 2.fıkrası uyarınca, ihalenin feshi isteminin, ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği, aynı maddenin 7. fıkrasında ise satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa, şikayet süresinin ıttıla tarihinden başlayacağı, ancak bu müddetin ihaleden itibaren bir seneyi geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, ihalenin 22.04.2013 tarihinde yapıldığı, Ankara 3.İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen araç teslimine ilişkin 08.05.2013 tarihli tutanakla aracın ihale alıcısı G.. İ..’na teslim edildiği, aynı tarihli ihale alıcısı ve otopark görevlisinin imzasını taşıyan tutanakta ise "aracın plakasının doğru olduğu, fakat motor ve şasi numarasının bu araca ait olmadığının tespit edildiği ve ihale alıcısı tarafından aracın teslim alınmadığının" belirtildiği görülmüştür.
Buna göre ihale edilen aracın plakasının motor ve şasi numarası ile uyumlu olmadığı iddiası alıcının, malın esaslı vasıflarında hataya düşürülmesi niteliğinde olup öğrenme tarihi olarak 08.05.2013 tarihinin kabulü gerekeceğinden ihale alıcısının 10.05.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 134/7.maddesi uyarınca yasal sürededir.
O halde mahkemece, takip borçlusuna usulüne uygun duruşma davetiyesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak, refakate alınacak bilirkişilerle keşif icra edilip şartname ile satış ilanına göre ihale edilen aracın fiili durumunun tespit edilmesinden sonra aracın, plakası ile motor ve şasi numarasının uyumlu olup olmadığının belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
HÜKÜM : İhale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...
Yorumlar
Yorum Gönder