Ana içeriğe atla

Sözleşmedeki imzaya itiraz edilmiş olsa dahi, banka tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ 22.11.2021 T. E: 2020/6499, K: 6434 Taraflar arasında görülen davada Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.07.2020 tarih ve 2017/467 E. - 2020/246 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. İ. Adır tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının imzaladığı Veli Taahhütname’sine göre okul ile müvekkili arasında imzalanan protokol gereğince müvekkil banka nezdinde açılacak hesap numarasına okul taksitlerini yatırması gerektiğini, ayrıca hesapta taksit tutarını karşılayacak miktarın bulunmaması halinde davalı adına açılacak krediden ihtiyaç duyulan miktarın karşılanacağının kararlaştırıldığını, davalının kredi taksit ödemelerini geciktirmesi üzerine taksit miktarının krediden karşılandığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı bankadan kredi kullanmadığını ve takibin dayanağı olan belgelerdeki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının, takibin dayanağı olan belgelerdeki imzanın kendisine ait olmadığını savunması sebebiyle Adli Tıp Kurumu’na imza incelemesi yaptırıldığı, kurumca düzenlenen raporla, davaya konu belgelerdeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği, belirtilen belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması gerektiği, zira takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu kredi sözleşmesindeki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfetinin de alacaklıya düştüğü ancak davacının iddiasını ispat edemediği, davalı yan kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, vekilin duruşmalara mazeret vererek katılmadığı ve davalı yararına herhangi bir işlem de yapmadığı bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı banka, yukarıda özetlendiği şekilde, davalı yanca ödenmesi gereken okul taksitinin banka ile okul arasında imzalanan protokol ve banka ile davalı veli arasında imzalanan Bankomat 7-24 ve Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi kapsamında, davalı adına kredi hesabı açılarak ödendiğini iddia etmiş, davalı ise davacı banka tarafından sunulan belgelerdeki imzaları inkar ederek, okul taksitini kendisinin ödediğini savunmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda belirtilen belgeler üzerinde imza incelemesi yaptırılmış olup, Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen 05.02.2020 tarihli raporda, belirtilen belgeler üzerinde yer alan imzaların davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece, ispat külfetinin davacıda olması sebebiyle imza incelemesindeki belirsizliğin davalı borçlu lehine yorumlanması gerektiği, bu hale göre davacının alacağın varlığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Zira bozma ilamında, Sözleşme, Veli Taahhütnamesi ve Ödeme Planındaki imzaların davalının eli ürünü olup olmadığının tespit ettirilmesi yanında okul taksitinin davacı banka tarafından davalı lehine ödenip ödenmediğinin de araştırılması gerektiği belirtilmiş olup, okul taksitinin kim tarafından ödendiği hususunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu itibarla, mahkemece, okul taksidinin kim tarafından ödendiği hususunun banka ve ilgili okul kayıtları üzerinden araştırılması, bu hususta gerekirse banka ve okul kayıtları üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve yapılacak incelemenin sonucuna göre davalının savunması ve imza incelemesindeki belirsizlik değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3-) Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...