Ana içeriğe atla

Sıra cetveline itiraz - aynı sıra cetveli kararına karşı birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilmesi gerektiği

YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ 27.06.2016 2015/4552 ESAS, 3949 KARAR Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü. KARAR Davacı vekili, davacının alacağı nedeniyle dava dışı H... Petrol Ltd. Şti., K... Çırçır Prese Ltd. Şti., M., C., K., Hasip ve N. hakkında Hatay 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6878 ve 6879 E. sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlattıklarını, dava dışı H... Petrol Ltd. Şti., Kar Pamuk Çırçır Prese Ltd. Şti., M., C., K., Hasip ve N.'in malvarlığına haciz konulduğunu, davalı R.'ın de aynı borçlular hakkında Hatay 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6674 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını, yine davalı M.'in aynı borçlular hakkında Hatay 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6675 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını ve yine davalı M.'in aynı borçlular hakkında Hatay 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6676 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yaptığını, Hatay 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6674, 6675 ve 6676 E. sayılı dosyalarında İcra Müdürlüğü'nce tanzim edilen 05.09.2013 tarihli sıra cevtelinde davalıların alacaklarına 1, 2 ve 3. sırada yer verilmiş ise de, davalıların alacaklarının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 89 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ile ilgili düzenlenen 05.09.2013 tarihli sıra derece kararında 1, 2 ve 3. sıradaki muvazaalı paylardan müvekkilinin takip dosyasındaki alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın mahiyeti itibariyle tanık dinlenemeyeceği anlaşıldığından buna yönelik davalı itirazlarının reddine karar verildiği, davaya konu olan tüm icra dosyaları ile bağlantılı diğer dosyalarla birlikte celbine karar verilerek dava dışı H... Petrol Ltd. Şti., K...Çırçır Prese Ltd. Şti., M., C., K., Hasip ve N. tarafından davalılara verilen kambiyo senetlerinin düzenleme sebebini oluşturan alacakların doğum tarihi bu alacakların gerçek alacak olup olmadığı ve adı geçenlerin davalıya olan borçlanmalarının muvazaalı olup olmadıkları konusunda rapor tanzim edildiği, bu rapordaki belirlemeler uyarınca yapılan borçlanmaların davacı alacağını etkisiz bırakmaya yönelik nitelikte ve muvazaalı olduğu, söz konusu rapordaki belirlemelere ve tespitlere itibar edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde ise davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekir. Birden fazla alacaklının aynı davalıya karşı sıra cetveline itiraz davası açmaları halinde veya bir alacaklı tarafından birden fazla alacaklıya karşı dava açılması halinde davanın sonucundan kimler ne şekilde yararlanacaklardır? Dava birden fazla alacaklı tarafından açılır ve kabul edilirse; davacı alacaklılar sıra cetveline göre davalı alacaklıya isabet eden paydan alacaklarını temin edeceklerdir. Bu tutar davacı alacaklıların sıra cetveline göre istifade edebilecekleri alacak tutarı ile yargılama giderlerinden ibarettir. Artan para olursa davalıya bırakılacaktır. Ancak davalı alacaklıya isabet eden pay tutarı davacı alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse burada yine bir paylaştırma sorunu ortaya çıkacaktır. Davalı alacaklının payı; davacı alacaklıların sıra cetvelinde sahip oldukları sıraya göre veya aynı sırada varsayılarak garame yöntemiyle alacakları oranında veya yalın şekilde eşit olarak dağıtılabilir. Ancak hangi yöntem kabul edilirse edilsin paylaştırmada davacı alacaklılar tamamen tatmin edilmedikçe -artan para olmadıkça- davalı alacaklıya verilmeyecektir. Davacı alacaklıların hepsi sıra cetvelinde aynı sırada bulunuyorsa, dava sonucu elde edilen kazanç alacakları oranında davacılar arasında dağıtılır. Davacı alacaklılar değişik sıralarda yer alıyorlarsa, iflasta kayıt terkini davaları yönünden İsviçre Mahkeme İçtihatları ve doktrini, İsv. İİK m. 260, f. 2'yi (İİK m. 245, c. 2) kıyasen uygulayarak dağıtımın davacı alacaklıların alacaklarının sıra cetvelindeki sıralarına göre yapılacağını; bir üst sıradaki davacı alacağını ve dava masraflarını tamamen almadıkça, ondan sonra gelen davacı alacaklılara -dava masrafları da dahil olmak üzere- bir şey verilmeyeceğini belirtmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin uygulaması (10.10.2002 tarih ve 2061 E, 6549 K; 30.12.2004 tarih ve 9812 E, 13399 K; 09.12.2009 tarih ve 11137 E, 11474 K sayılı ilamlar) ve Dairemizin uygulaması (30.09.2013 tarih ve 4289 E., 5859 K. sayılı ilamı) ise, davacı alacaklılar aynı sırada kabul edilip, garame yöntemiyle (alacakları oranında) pay almaları şeklindedir. Zira, İİK’nın 235. maddesinin 3. fıkrasında; "Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde - sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde - itiraz edene verilir." hükmü kabul edilmiştir. Kanunun bu hükmü İİK’nın 142. maddesi uyarınca açılan sıra cetveline itiraz davasında kıyasen uygulanabilir. Madde metnindeki davanın kazanılması halinde elde edilen kazancın "sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir." şeklinde ifade "dava hâsılatının davacı alacaklılar arasında garameten paylaşılacağı" şeklinde yorumlamaya uygundur. Bu yorum tarzı adil bir sonuca ulaşılması bakımından tercih edilebileceği gibi, davacılar arasında paylaştırmaya konu tutarın elde edilmesi şekliyle de izah olunabilir. Kanun sıra gözetmeksizin bütün alacaklıların sıra cetveline itiraz davası açabileceğini öngördüğüne göre, burada davalının alacak ve miktarına karşı koymak, yanı itiraz eden davacı alacaklı olmak dava hasılatından pay almak için gerekli ve yeterlidir. Kanun davacıların sırası konusunda bir ayırım ve yollama yapmadığına göre, davacıların eşit haklara sahip olduğu kabul edilmeli ve bu eşitlik "aynı sırada" oldukları şeklinde anlaşılmalıdır. Aksi halde imtiyazlı alacaklıların da yer aldığı bir sıra cetvelinde, adi alacaklılar kendilerine nasılsa bir yararı olmayacak bir itiraz davası açmaya pek hevesli olmayacaklardır. Bu da borçlunun danışıklı işlemlerinin hedefine ulaşmasındaki yolların açık tutulması anlamına gelir ki, Kanun koyucunun böyle bir amacı izlediği düşünülemez. Öte yandan, aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde açılan tüm davaların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi açısından ve bir davada verilen kararın diğer davanın sonucunu etkileme olasılığından kaynaklanan bir zorunluluktur. Bu durumda davaların birleştirilerek yargılama yapılması, sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Aynı sıra cetveline yönelik farklı davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması ve uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimalini de doğurabilecektir. Dairemize, temyiz incelemesi için gönderilen aynı Mahkemenin 2015/318 E. sayılı dosyasında birleşen 2013/558 E. sayılı davanın, Finansbank A.Ş. tarafından açıldığı ve 89 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili düzenlenen 05.09.2013 tarihli sıra cetveline yönelik itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 14.02.1992 tarih ve 1991/3 E., 1992/2 K. sayılı kararında, bir yargı çevresinde aynı düzeyde bulunan birden fazla mahkemenin, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılacağı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetvellerine karşı, aynı yer sayılan mahkemelerde açılmış başka davalar da olup olmadığı araştırılıp, varsa HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile önce esas kaydı yapılan dosya üzerinde 166/1. maddesi uyarınca işbu davanın birleştirilmesi, önce açılan davanın bu dava olduğunun tespiti halinde diğer davaların bu dava ile birleşmesinin beklenmesi, mahkemelerince birleştirme kararı verilmemesi halinde davaların sonuçlarının beklenmesi, aynı yer sayılmayan mahkemelerde açılmış başka davalar olması halinde ise, yine o davaların da sonuçlarının beklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır. 2)Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. GD: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere. 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...