İ.İ.K.nun 281/2 maddesi uyarınca verilen (tasarrufun iptali davası) ihtiyati haciz kararını tamamlayıcı merasim yönünden, İ.İ.K.nun 264. maddesi uygulanmaz.
Şikayetçi vekili, müvekkili aleyhine Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan tasarrufun iptali davasında Mahkemece, müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, kararın Ankara 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7984 Sayılı dosyası ile 17.7.2012 tarihinde icra edildiğini, ihtiyati haczin yasal süresi içinde icra edilmemiş olması sebebiyle kendiliğinden kalktığını, ihtiyati haciz sırasında müvekkilinin ihtiyati haciz baskısıyla şartlı olarak kefaletinin alındığını, kefalet herhangi bir koşula bağlı olmaması gerektiğinden geçerli olmadığını, ihtiyati haciz işleminin infazına yönelik işlemlerle haciz baskısı altında alınan şartlı icra kefaletine dair haciz işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; şikayetin kabulü ile, 17.7.2012 tarihinde yapılan ihtiyati haciz işlemlerinin infazına yönelik işlemlerle icra kefaletine dair haciz işleminin iptaline karar verilmiş, karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya alacağını temlik alan, alacaklı A. K. vekili tarafından borçlu S. E. ile E. K. aleyhine Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 2.7.2012 tarihinde tasarrufun iptali davası açıldığı, Mahkemece, 3.7.2012 tarihinde tensip kararı ile, "Ankara İli, Çankaya İlçesi, Öveçler ... Cadde ... adresinde bulunan işyerindeki işletmeye ait malların 19.943,00 TL'ye yetecek kadarının İ.İ.K. 281. madde uyarınca ihtiyaten haczine % 10 teminat alınmasına, teminat yatırıldıktan sonra kararın Ankara 15. İcra Müdürlüğü'nce infazına" karar verildiği, Mahkemece 17.7.2012 tarihinde 15. İcra Müdürlüğü'ne yazılan yazıyla ihtiyati haciz kararının infazının istendiği, İcra Müdürlüğü'nce aynı gün ihtiyati haczin icra edildiği, haciz sırasında hazır bulunan E. K.'ün söz alarak, "ben bu dosya borcunun tamamına ferileriyle birlikte açılmış bulunan dava sonucuna göre alacak ve haklarım baki kalmak kaydı ile bu haciz sebebiyle icra kefili olmayı kabul ve taahhüt ederim" dediği, beyanının tutanağa geçirildiği, tutanağın hep birlikte imza altına alındığı anlaşılmıştır.
İ.İ.K.nun 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararıyla ilgili tasarrufun iptali davası kabul sonuçlandığı takdirde, alacaklı ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan tasarrufun iptali davasının açılmasından önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceğinden, anılan maddeye göre verilen ihtiyati haciz kararı, İ.İ.K.257 vd. maddelerinde yer alan ihtiyati haciz kararlarından farklıdır. İ.İ.K.nun 281/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararını tamamlayıcı merasim yönünden, İ.İ.K.nun 264. maddesi uygulanmaz.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten, 10 gün geçtikten sonra, ihtiyati haciz kararının infazının istenmiş olması nedeniyle, İ.İ.K. 261. maddesi gereğince ihtiyati haczin kendiliğinden kalktığı gerekçesiyle, ihtiyati haczin infazına yönelik işlemlerin iptali kararı isabetsizdir. Kaldı ki, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce ihtiyati haciz kararının infazı için İcra Müdürlüğü'ne 17.7.2012 tarihinde yazı yazılmış, karar aynı gün icra edilmiştir.
İcra kefaletinin iptaline yönelik şikayet yönünden ise, Mahkemece tedbir kararının infazının mahiyeti dikkate alındığında borçlunun bu sırada yaptığı ikrarın müzayaka altında yapıldığının kabulü gerektiği, hukuki nitelikçe harici ikrar olup bağlayıcı sayılamayacağı sebebiyle icra kefaletine dair haciz işleminin iptaline karar verildiği, şikayetçinin ihtiyati haciz sırasında, " açılmış bulunan dava sonucuna göre alacak ve haklarım baki kalmak kaydıyla bu haciz sebebiyle icra kefili olmayı kabul ve taahhüt ederim" dediği buna göre kefaletin şartlı olması sebebiyle geçersiz olduğu kabul edilerek, iptaline karar verilmesi gerekirken, yargılamayı gerektiren bir kabul müzayaka sebebiyle kefalete dair haciz işleminin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
HÜKÜM: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. (H.M.K.m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder