Borçlunun Mernis adresine usulüne uygun şekilde yapılan tebligat bulunması halinde, adres kaydını silen borçlu hakkında TK md. 35 uyarınca tebligat yapılabilir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/10815Esas 2019/14227Karar 07.10.2019
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının müvekkiline gönderilmediğini ve haberi olmadan taşınmazların ihale ile satıldığını, kıymet takdir raporunda taşınmazın değerinin düşük tespit edildiği, ihaleden 22.04.2016 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklı ile ihale alıcısının danışıklı hareket ederek taşınmazların düşük bedelle satılmasına neden olduklarını, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığını belirterek ihalelerin feshine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince, yapılan tebligatların davacının mernis ve ipotek akit tablosunda bildirmiş olduğu adresine yapılıp, Tebligat Kanunu' nun 35. maddesi hükümlerine göre tebliğ edildiği, davacı tarafından bildirmiş olduğu adres haricinde varsa adres değişikliğinin süresinde alacaklı bankaya bildirilmemiş olduğu, bu nedenle davacının mernis ve ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine çıkartılan tebligatların yapılamaması sonrası TK.' nun 35. maddesi gereğince tebliğ edilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davanın reddi ile %10 para cezası verilmesine karar verildiği, aynı nedenlerle borçlu vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlunun gerçek kişi olduğu ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmadığından bahisle TK' nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, ancak borçlunun mernis kaydı bulunmasına rağmen bu adresine TK.'nın 21/2.maddesindeki usule göre tebligat gönderilmeden ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ödeme emri, kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK.'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu tespit edilmişse de, feshi istenen ihalede taşınmazların muhammen bedel üzerinde satıldığı nedeniyle zarar unsuru gerçekleşmediğinden ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunu'nda 6099 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası gerçek kişiler yönünden 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.
Somut olayda, borçlunun gerçek kişi olduğu ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmadığından bahisle belirtilen şekilde tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak borçlunun mernis kaydı bulunmasına rağmen bu adresine TK.'nın 21/2.maddesindeki usule göre tebligat gönderilmeden ve daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadan, ödeme emri, kıymet taktir raporu ve satış ilanının doğrudan TK.'nın 35. maddesine göre tebliğ edilmesi usulsüzdür.
İİK'nun 128/a madddesi uyarınca; kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde, raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporunun, borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdir raporu tebligatlarının usulsüz tebliğ edildiği ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir.
O halde bölge adliye mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istinaf talebinin usulden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 28.11.2018 tarih ve 2018/3504 E.-2018/2132 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder