Ana içeriğe atla

Ekspertiz raporunda taşınmazın boş olduğunun tespit edilmesi durumunda, taşınmaz malikleri taşınmazın aile konutu niteliği taşıdığını ileri süremez.



T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/3415

K. 2019/10326

T. 17.10.2019

Davacı kadın tarafından açılan İpoteğin Kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve davacı kadının açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğinden davanın kabulüyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı banka tarafından hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince yapılan yargılama sonunda, davalı bankanın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, verilen karar davalı banka tarafından hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın ekspertiz raporunun düzenlendiği 05/05/2016 tarihinde boş durumda olduğu ve dava dışı Sadun Karahan adına kayıtlı olduğu, aile konutu niteliğinde bulunmadığı, nüfus kayıt örneği, site ziyaret giriş defteri, tanık beyanları ve mernis kaydı içeriklerinden anlaşıldığı üzere ekspertiz raporunun düzenlendiği tarihten sonra 06/05/2016 tarihinde dava dışı Sadun Karahan'dan satın alınarak davacı ve eşinin dava konusu taşınmaza taşındığı ve aile konutu olarak kullanmaya başladıkları, davalı erkek patronunun borcu nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdiğini, patronunun iflas etmesi sebebiyle borcu ödeyemediğini, davacı eşin açık rızasının alınmadığını ve yapılan işlemden haberdar olmadığını beyan etmişse de davalı bankanın ekspertiz işleminin yapıldığı tarihte taşınmazın boş olması sebebiyle üzerine düşen araştırma sorumluluğunu yerine getirdiği, inceleme tarihinden birgün sonra taşınmazın satın alınarak taşınılmasının ve ipoteğin kadının rızasının alınmadan yapıldığının ileri sürülmesi iyi niyetle bağdaşmadığı anlaşılmaktadır. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst davranmak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuk düzenince korunamaz (TMK.m.2). İşlemlerin yukarıda açıklanan şekilde olduğunu baştan beri bilen davacının, lehine ipotek tesis edilmiş olan banka tarafından "İpoteğin paraya çevrilmesi” suretiyle takip başlatılması üzerine, devir işlemine “Olur” vermediğini ileri sürmesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesinin sağladığı haktan yararlanması, aynı Kanunun 2'nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırıdır. Öyleyse davanın reddine karar verilmesi gerekirken, isteğin kabülü doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08/03/2019 tarih, 2018/1494 esas ve 2019/443 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Diyarbakır 2. Aile Mahkemesi'nin 17/05/2018 tarih, 2017/177 esas ve 2018/414 karar sayılı kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 17.10.2019 (Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...