T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ E. 2019/57 K. 2019/1545 T. 30.5.2019
İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/989 Esas, 2018/726 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;
İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15856 Esas sayılı takibine konu bonolarda borçlu gözüken A.A., müvekkillerinin murisi olup, imzanın murise ait olmadığını, alacaklının murisin akrabası olduğunu, takibini kötü niyetli başlattığını belirterek, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesini istemiştir.
YANIT : Davalı cevap dilekçesinde özetle, murisi değişik tarihlerde borç senetleri verdiğini, murisin ölümünden sonra mirasçılarının ödeme konusunda kendisini oyaladığını, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddi ile borcun %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesini istemiş, davayı vekili aracılığı ile takip etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının kısmen kabulüne, keşidecisi A.A., lehdarı O.A.S. olan 04/03/2015 tanzim, 04/09/2015 vadeli, 12.500,00 TL bedelli bono yönünden takibin iptaline, keşidecisi A.A., lehtarı O.A.S. olan 13/02/2015 tanzim, 13/08/2015 vadeli 21.750,00 TL bedelli, 19/02/2015 tanzim, 19/08/2015 vadeli 10.000,00 TL bedelli bonolar yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibe konu senetlerdeki imzaların murise ait olmadığını, rapora karşı süresinde yaptıkları itirazda aradaki çelişkinin giderilmesi ve daha kapsamlı rapor alınmasını istemelerine rağmen, mahkemenin bu itirazı göz ardı ettiğini, dava dilekçesinde talep etmelerine rağmen, tazminat isteminin reddedildiğini, kararda hiçbir gerekçe gösterilmediğini, kararın gerekçesiz olmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, getirtilen imza örnekleri, senetteki imza ile karşılaştırıldığında, arada bir fark bulunmadığını, tüm imzaların müvekkilinin önünde atıldığını, çıplak gözle bakıldığında senetler arasında imza farkı bulunmadığını, buna ilişkin itirazlarının yerel mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, kararın aleyhe olan kısmının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir.
İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15856 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine 44.250,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibine geçildiği, takibin konusunu A.A. tarafından O.A.S. ismine düzenlenen 04/03/2015 tanzim 04/09/2015 vade tarihli 12.500,00 TL bedelli, 13/02/2015 tanzim 13/08/2015 vade tarihli 21.750,00 TL bedelli, 19/02/2015 tanzim 19/08/2015 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli senetlerin oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin borçlular D.A. ve G.A.'a 20/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlu adına çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği ve itirazın yasal süresi içinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, bilirkişi A.Ç. tarafında düzenlenen rapor, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/10/2009 tarihli 2009/12-382-415 Sayılı kararında belirtilen hususları içerir şekilde düzenlenmiş olup, kesin kanaat içeren raporun hüküm kurmaya elverişli ve denetime olanaklı olduğu anlaşıldığından, davalının rapora yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
İİK'nın 170/3. maddesi gereğince, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirilirse, itirazın kabulü kararı ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir. Kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, ilk derece mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi yerinde görülmemiş olup, imzaya itirazın kabul edilen bölümüyle hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.
İİK'nın 170/5 maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15856 Esas sayılı takip dosyasına konu 04/09/2015 vade tarihli 12.500,00 TL bedelli senette keşideci imzasının, itiraz eden borçlu davacıların murisi A.A.'a ait olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğine göre, icra takibinin dayanağı senette davalı ile imzaya itirazı kabul edilen keşidecinin doğrudan ilişki içinde olması ve taraflar arasında yüzyüzelik bulunması nedeniyle davalı, keşidecinin imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Senetteki imzasının keşidecinin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan, bu senede dayalı olarak başlatılan takipte, davalı ağır kusurlu kabul edileceğinden, para cezası ile sorumlu tutulması gerekir.
İİK'nın 363/1 maddesi uyarınca icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gündür.
İstinaf incelemesine konu karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilmiş, davacılar vekili 19/11/2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuş, 03/12/2018 tarihinde gerekli harçları yatırmış olup, kararın tefhim tarihi itibari ile süresinde verilmiş süre tutum dilekçesi bulunmadığı, sonradan verdiği istinaf başvuru dilekçesinin ise süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
İİK'nın 365/1 maddesine göre, istinaf yoluna başvurma yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz ya da şikayetin reddine veyahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olursa Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir.
Aynı maddenin 3. fıkrasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi, İİK'nın 365/1 maddesi kapsamına girdiği halde icra mahkemesince istemin reddine karar verilmemiş ise; başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, kararın usul ve yasaya uyun olmadığı, davalının istinaf başvuru nedenlerinin esas yönünden yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davacıların imzaya itirazının kısmen kabulüyle takibe konu 04/03/2015 tanzim 04/09/2015 vade tarihli senede ilişkin olarak takibin borçlu davacılar yönünden durdurulmasına ve bu alacağa ilişkin olarak %10 oranında para cezasına hükmedilmesine, istinaf incelemesine konu edilen kararın davacılar vekilinin yüzüne karşı verilmesine rağmen, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, İİK'nın 363 ve 365. maddeleri gereğince davacıların istinaf başvuru dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- ) 1-Davalının istinaf başvuru nedenleri yerinde olmamakla birlikte, kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, HMK'nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/989 Esas, 2018/726 Karar sayılı dosyasında verilen 25/10/2018 tarihli kararın KALDIRILMASINA,
-Davanın kısmen kabulüne, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15856 Esas sayılı takip dosyasına konu keşidecisi A.A., lehdarı O.A.S. olan 04/03/2015 tanzim 04/09/2015 vade tarihli 12.500,00 TL bedelli bonoya ilişkin olarak takibin borçlu davacılar yönünden durdurulmasına, keşidecisi A.A., lehdarı O.A.S. olan 13/02/2015 tanzim 13/08/2015 vade tarihli 21.750,00 TL bedelli, 19/02/2015 tanzim 19/08/2015 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonolar yönünden talebin reddine,
-12.500,00 TL asıl alacağın %10'u oranında para cezasının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2- )Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harç indirilerek, kalan 13,00 TL harcın davalıdan alınmasına,
-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3- )Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 906,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 906,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4- )Davacılar tarafından yapılan başvurma harcı, davetiye gideri, bilirkişi ücreti ve posta giderinden ibaret toplam 437,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 145,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
B- ) İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/989 Esas, 2018/726 Karar sayılı dosyasında verilen karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, İİK'nın 363 ve 365. maddeleri gereğince davacının istinaf başvurusunun REDDİNE,
C- ) İstinaf yargılaması yönünden,
1- )Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davacılara geri verilmesine,
-Davalının istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden, alınması gerekli 44,40 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harç indirilerek, kalan 8,50 TL harcın davalıdan alınmasına,
2- )Duruşma açılmadığından, davacılar lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına,
3- )Davacılar ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
D- ) HMK'nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
Yorumlar
Yorum Gönder