Ana içeriğe atla

Borçlu isminin icra takibinde yanlış gösterilmesi hakkında.

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2016/13437 K. 2018/3855 T. 29.3.2018


Davacı, davalının kendisini parke zımpara makinası ile çalışmak üzere aylık 1.750 USD ücret karşılığında 13.4.2014 tarihinde ...ya götürdüğünü, 3.3.2015 tarihine kadar çalıştığını, iş tamamlandıktan sonra ...'ye döndüğünü, 6.015 USD ücret alacağı olduğunu, bu bedeli ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini, davalının ...'daki adresine defalarca gittiğini ancak sürekli kendisini oyaladığını, ödenmeyen ücret alacağının tahsili amacıyla ... 4. İcra Müdürlüğünün 2015/4481 E.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının beyanına göre ismini .... olarak bildiğini ancak itiraz dilekçesinde .... olduğunun anlaşıldığını, alacaklı olduğu kişinin bu kişi olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Davalı, icra takibinde borçlu olarak .... isimli kişi aleyhine başlatıldığını, sehven .... aleyhine başlatıldığı gerekçesiyle düzeltme yapılmadığı gibi yeni bir ödeme emri de gönderilmediğini, adına başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını, davacı ile de arasında herhangi hukuki bir ilişki olmadığını beyan eden savunma yaparak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı, davalı ile yapılan anlaşma kapsamında yurtdışında 1.750 USD ücret karşılığında çalıştığını ancak bir kısım ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, adına başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gibi davacı ile arasında herhangi bir hukuki ilişkide bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından ... İcra Müdürlüğünün 2015/4481 E.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu olarak ..... borçlu adresinin ise ..../... olarak gösterildiği, düzenlenen ödeme emrinin de bu adrese tebliğ edildiği, davalı tarafından takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de borçlu adresinin aynı adres olarak gösterildiği, açılan eldeki davada da dava dilekçesinin bu adrese tebliğ edildiği ve davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde davalı adresi olarak aynı adresin gösterildiği anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davayı açarken de, davalının kendisini ..... olarak tanıttığını, başlatılan icra takibine itiraz üzerine davalının isminin .... olduğunu öğrendiğini, alacaklı olduğu kişinin davalı olduğunu beyan etmiştir. Yukarıda davalı-borçlu adına çıkartılan tüm tebligatlarda gösterilen adres ile davalı tarafından sunulan itiraz ve cevap dilekçesinde gösterilen adresin aynı adres olması ve davacının bu beyanı dikkate alındığında, davacının doğru kişi adına takip başlattığı ve dava açtığı, başlatılan icra takibinde borçlu isminin yanlış gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığının kabulü gerekir. Bu durumda, davalının taraf sıfatı bulunmakta olup, mahkemece, taraf delillerinin toplanarak işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/03/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
M U H A L E F E T Ş E R H İ
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Alacaklı, borçlu .... aleyhine 20.05.2015 tarihinde 15.548,77 TL üzerinden ilamsız takip başlatmıştır. Ödeme emrinin tebliğine ilşkin belge dosyada mevcut değildir.
Takibe ... vekili 2.6.2015 tarihli dilekçede belirtildiği üzere; alacaklıya borcu olmadığını, tebligatı yanlışlıkla eşinin aldığını, belirtilen adreste kendileri oturduğunu, ödeme emrinde borçlu olarak gösterilen .... isimli bir kişi oturmadığını belirterek, itiraz etmiştir. 10.6.2015 tarihinde takip durmuş, 26.6.2015 tarihinde iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı olarak ödeme emrinde borçlu gösterilen .... değil, ödeme emrinin gönderildiği adreste oturan ve takip ile ilgilisi bulunmadığını ileri sürerek, itiraz eden Nuraddin Dashdamirov gösterilmiştir.
Davalı gösterilen şahıs, takip ve dava ile bir ilgisi olmadığını belirtmiştir.
İİK.nın 58/2 de takip talebinde "borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası şöhret ve yerleşim yeri" gösterilir.
İİk. 60.madesinde "Ödeme emrinin takip talebinde belirtilen hususların kanunda öngörülen şartları taşıması halinde" tanzim edileceği belirtilmiştir.
İİK.62.maddeside itiraz şartlarını düzenlemiştir.
HMK.nın 114/d bendinde "Tarafların taraf ve dava ehliyeti dava şartları arasında sayılmıştır.
Mahkeme davayı pasif husumet nedeni ile reddetmiştir. Hükmü davacı taraf temyiz etmiştir.
İcra iflas hukuku şekil hukuku olup, alacaklı takip talepnamesinde kimi borçlu göstermişse ve buna göre ödeme emri tanzim edilmişse bu talebi ile bağlıdır. Davayı da ödeme emrinde gösterdiği borçlu aleyhine açmak zorundadır. Taraf ehliyeti HMK.nın 114.maddesinde belirtilen dava şartlarındandır. Dava şartları ise, hakim tarafından her zaman dikkate alınması gereken hususlardandır. Belirtilen nedenler karşısında yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik ...

Takip talebinde borçlunun T.C. Kimlik numarasının bulunmaması halinde icra müdürlüğü tarafından alacaklıya süre verilmelidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/27668  K. 2016/4500 T. 18.2.2016 KARAR :  Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre v...

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k...