TBK md. 586/1 uyarınca asıl borçluya yapılan ihtar sonuçsuz kalırsa, müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi için müteselsil kefillere ayrıca ihtarname gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E.2013/9225 K.2013/14683 T.12.07.2013
KARAR : İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, davalılardan K... K... M... A.Ş. ile müvekkili arasında genel kredi sözleşmesi imzaladığını, diğer davalıların da kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak bulunduklarını, sözleşme gereği ödenmesi gereken borcun ödenmemesi sebebiyle borçlulara ihtarname gönderildiğini, ancak borcun ödenmediğini, borcun muaccel hale geldiğini ve rehinle de teminat altına alınmadığını ileri sürerek, davalı borçluların menkul ve gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiştir.
Mahkemece iddia ve dosya kapsamı uyarınca T.B.K. 586/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca müteselsil kefile müracaat için, borçlunun ifada gecikmesi ve asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmış olması şartlarının birlikte arandığı, borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğuna dair delil bulunmadığı, asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması üzerine müteselsil kefile müracaat edilebileceği, kefiller yönünden alacağın henüz istenebilir olmadığı gerekçesiyle müteselsil kefiller yönünden istemin reddine, asıl borçlu yönünden istemin 15 oranında teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz talep eden ( alacaklı ) vekili temyiz etmiştir.
6098 Sayılı T.B.K.'nın “müteselsilen kefalet” karar başlıklı 586/1. maddesinde alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içerisinde olması koşullarından birisinin gerçekleştirilmiş olması öngörülmüştür. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere T.B.K.'nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidebilmesi mümkün iken, T.B.K.'nın anılan düzenlemesi ile bunun artık mümkün olmadığı, müteselsil kefile başvurulabilmesi için asıl borçluya veya taşınmaz rehnine başvurulması ve şayet bu yolla alacağın tahisili mümkün olmaz ise bu takdirde kefile müracaat edilmesi gerekmektedir. Yasa koyucunun buradaki amacı asıl borçluya veya rehne başvurulmadan kefile başvurulamayacağıdır.
Somut uyuşmazlık bakımından müteselsil kefillere başvurulabilmesinin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olup, dosya içeriğinden de alacaklı bankanın hesabı kat ettikten sonra asıl borçlu ve müteselsil kefillere tebliğden itibaren 24 saat süre vermek suretiyle alacağının ödenmesini isteyen ihtar gönderdiği, bu ihtarların 29.11.2012 tarihinde asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği ve alacaklı vekilinin 6.12.2012 tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Borçlu ifada geciktiğine ve alacaklı tarafça tanınan 24 saatlik sürede borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı iddia edildiğine göre mahkemece T.B.K.'nın 586/1. maddesinde öngörülen kefile müracaat edebilme koşulunun gerçekleştiği, ayrıca kefile ihtara gerek bulunmadığı nazara alınıp, müteselsil kefiller bakımından da ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın alacaklı banka yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 12.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Mahkemece iddia ve dosya kapsamı uyarınca T.B.K. 586/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca müteselsil kefile müracaat için, borçlunun ifada gecikmesi ve asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmış olması şartlarının birlikte arandığı, borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğuna dair delil bulunmadığı, asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması üzerine müteselsil kefile müracaat edilebileceği, kefiller yönünden alacağın henüz istenebilir olmadığı gerekçesiyle müteselsil kefiller yönünden istemin reddine, asıl borçlu yönünden istemin 15 oranında teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz talep eden ( alacaklı ) vekili temyiz etmiştir.
6098 Sayılı T.B.K.'nın “müteselsilen kefalet” karar başlıklı 586/1. maddesinde alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içerisinde olması koşullarından birisinin gerçekleştirilmiş olması öngörülmüştür. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere T.B.K.'nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidebilmesi mümkün iken, T.B.K.'nın anılan düzenlemesi ile bunun artık mümkün olmadığı, müteselsil kefile başvurulabilmesi için asıl borçluya veya taşınmaz rehnine başvurulması ve şayet bu yolla alacağın tahisili mümkün olmaz ise bu takdirde kefile müracaat edilmesi gerekmektedir. Yasa koyucunun buradaki amacı asıl borçluya veya rehne başvurulmadan kefile başvurulamayacağıdır.
Somut uyuşmazlık bakımından müteselsil kefillere başvurulabilmesinin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olup, dosya içeriğinden de alacaklı bankanın hesabı kat ettikten sonra asıl borçlu ve müteselsil kefillere tebliğden itibaren 24 saat süre vermek suretiyle alacağının ödenmesini isteyen ihtar gönderdiği, bu ihtarların 29.11.2012 tarihinde asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği ve alacaklı vekilinin 6.12.2012 tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Borçlu ifada geciktiğine ve alacaklı tarafça tanınan 24 saatlik sürede borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı iddia edildiğine göre mahkemece T.B.K.'nın 586/1. maddesinde öngörülen kefile müracaat edebilme koşulunun gerçekleştiği, ayrıca kefile ihtara gerek bulunmadığı nazara alınıp, müteselsil kefiller bakımından da ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın alacaklı banka yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 12.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder