Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Borçlunun Mernis adresine usulüne uygun şekilde yapılan tebligat bulunması halinde, adres kaydını silen borçlu hakkında TK md. 35 uyarınca tebligat yapılabilir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/10815Esas 2019/14227Karar 07.10.2019 Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının müvekkiline gönderilmediğini ve haberi olmadan taşınmazların ihale ile satıldığını, kıymet takdir raporunda taşınmazın değerinin düşük tespit edildiği, ihaleden 22.04.2016 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklı ile ihale alıcısının danışıklı hareket ederek taşınmazların düşük bedelle satılmasına neden olduklarını, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığını belirterek ihalelerin feshine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince, yapılan tebligatların davacının mernis ve ipotek akit tablosunda bildirmiş olduğu adresine yapılıp, Tebligat Kanunu' nun 35. maddesi hükümlerine göre tebliğ edildiği, davacı tarafından bildirmiş olduğu adres haricinde varsa adres değişikliğinin süresinde alacaklı bankaya bildirilmemiş olduğu, bu nedenle davacının mernis ve ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine çıkartılan

Tüketici kredilerinden kaynaklanan özel hukuk uyuşmazlıkları her hangi bir şart aranmaksızın ticari dava olarak kabul edilir, tüketici kredilerinden kaynaklanan itirazın iptali davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurmak şarttır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/856E. 2019/834K. 03.05.2019T. ''TTK'nın 4/1 ( f ) bendi, 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 4/1 fk, ( c ) bendi düzenlemeleri karşısında, tüketici kredilerinden kaynaklanan özel hukuk uyuşmazlıkları herhangi bir şart aranmaksızın ticari dava olarak kabul edilir, davacı tarafından, 6325 Sayılı HUAK'nın 18/A, 2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşılan ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa ilişkin olarak itirazın iptali talebi ile açılan davanın usulden reddi gerekmektedir''

İİK uyarınca hak düşürücü süre en son ilan tarihinden itibaren başlar (İflas sıra cetveline itirazın süresi, en son ilan edilen tarihten itibaren 15 gündür)

 T.C. YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2016/2524 K. 2016/5039 T. 14.11.2016 Davacı vekili, müvekkili ile davalı müflis şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle alacaklarının bulunduğunu, şirketin 27.05.2010  tarih inde iflas ettiğini, bu  tarih  itibariyle davalı müflisten 2.035.645,00 TL alacaklı olduklarını, iflas masası yaptıkları başvuru sonucu alacağın sadece 200.000,00 TL'sinin kabul edilmiş olduğunu,  iflas  tarihi itibariyle 2.035.645,00 TL olan alacaklarının  iflas  masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı  iflas  idaresince davaya cevap verilmemiş yargılama aşmasında davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, birbirini teyit ettikleri, dayanak kayıtlarının da mevcut olduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı ve  iflas  tarihi itibariyle sıra cetveline kaydedilen ve tahsil edilen tü

İİK md. 164 uyarınca yapılan ilanda, en son gazete ilanının yapıldığı tarih dikkate alınır

T.C. YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ E. 2015/6842 K. 2017/3070 T. 6.11.2017 Davacı vekili,....2.  İflas  Dairesi'nin 2011/1 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkili alacağının 23. sırada yer aldığını, ancak müvekkilinden önce 3. ve 8. sıralarda sıra cetvelinde yer verilen davalı alacaklının esasen müflis şirketin yönetim kurulunda görev yaptığını, davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalıya sıra cetvelinde ayrılan 3 ve 8. sıraların iptaliyle, müvekkilinin alacağının bu sıralara alınarak davalının alacağı payın müvekkilinin alacağı oranında müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle fazla olarak kaydedilen 2.014.634,00 TL alacağın davacının 23 numaralı alacağına mahsuben davacıya ödenmesine dair verilen  kararı n tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/1720 E., 2015/2652 K. sayılı ilamı ile davalı veki

Şikayet dilekçesinde, taşınmaz rehni kapsamında bulunan makine ve techizatın, alacaklıya zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarıldığı

T.C. YARGITAY 11. CEZA DAİRESİE. 2012/30777 K. 2014/5882 T. 27.3.2014 I- ) Sanıklar H. ve A. haklarında kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- ) Sanıklar H., V. ve Va. haklarında kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 1- ) Şikayet dilekçesinde alacaklıya zarar vermek kasdıyla taşınmaz rehni kapsamında bulunan cam teperleme makinası ve ayna üretim hattına zarar verildiği, cam delme makinası ve trafonun taşınmaz dışına çıkartıldığı, sanıkların ise cam teperleme makinasının Antalya 6.İcra Müdürlüğünün 2008/4703 talimat sayılı dosyasından ve trafonun da Antalya 4.İcra Müdürlüğünün 2008/19320 esas sayılı takip dosyasından satıldıkları, finansal

İstinafa konu kısa karar HMK Md. 297/2 hükmüne uygun ise, İİK Md. 363/2 uyarınca verilen kararın istinaf süresi tefhimden itibaren başlar. (İcra Hukuk Mahkemesi kararı)

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ E. 2017/396 K. 2017/391 T. 16.3.2017 Davacı/3.kişi tarafından 06.04.2015 tarihinde işyerinde yapılan hacizde haczedilen malların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile hacizlerin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karar nedeniyle davacı/3.kişi ve davalı/alacaklı vekili istinaf isteminde bulunmuşlardır. Tüm dosya kapsamı ve istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan incelemede; mahkemenin vermiş olduğu karar istinaf talep edenlerin yüzlerine karşı verilmiş, ancak kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde istinaf yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de, İİK'nın  363 /1.maddesi gereğince istinaf süresinin tefhim veya tebliğden itibaren 10 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin mahkemece arttırılıp eksiltilemeyeceği, HMK'nın  297 /2.maddesine göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden biri hakkında

İhalenin feshi davalarında istinaf süresi tefhimden itibaren 10 gündür

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ E. 2019/57 K. 2019/1545 T. 30.5.2019 İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/989 Esas, 2018/726 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/15856 Esas sayılı takibine konu bonolarda borçlu gözüken A.A., müvekkillerinin murisi olup, imzanın murise ait olmadığını, alacaklının murisin akrabası olduğunu, takibini kötü niyetli başlattığını belirterek, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesini istemiştir. YANIT : Davalı cevap dilekçesinde özetle, murisi değişik tarihlerde borç senetleri verdiğini, murisin ölümünden sonra mirasçılarının ödeme konusunda kendisini oyaladığını, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik

İtirazın iptali davası arabuluculuk dava şartına tabidir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. HD. 23.03.2020 T. E: 793, K: 760 Dava, İİK'nun 67.maddesi uyarınca bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır. Eldeki dava itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasında alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de, sonuçta alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davası takip hukukuna özgü bir tahsil davasıdır. Dolayısıyla itirazın iptali davası arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Somut olay bakımından ise davacı vekilince dava dilekçesi ekinde 28/08/2019 tarihli "Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı" nın sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla arabuluculuk dava şartı yerine getirilmiştir. Mahkemece bu husus gözetilerek yargılamaya

dayanak belgeler hk - İcra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. İİK md. 58 ve İİK md. 61 hükümleri haciz yoluyla yapılan takiplere uygulanır.

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2012/6468 K. 2012/23523 T. 4.7.2012 Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de: Alacaklı tarafından borçlu hakkında ilamların icrası yoluyla icra takibinde bulunulduğu borçlu vekilince İcra Mahkemesine başvurularak icra emrine dayanak ilam sureti eklenmediğinden bahisle icra emrinin iptalinin talep edildiği, ayrıca mükerrerlik ve ilama aykırılık şikayetlerinde bulunulduğu, mahkemece icra emri tebligatı içerisinde icra emri ve takip dayanağı belgenin bulunmadığı gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. İ.İ.K.nun  32 . maddesi aynen: "para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder Bu emirde 24. maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir hükmünü içermektedir. Anılan maddede icra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Mahkemece borçlu

Aile konutuna eş rızasında geçerlilik şekli bulunmamaktadır. Eş rızası sözlü olarak dahi verilebilir.

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1075 K. 2018/2651 T. 26.2.2018 • İPOTEĞİN KALDIRILMASI ( 4721 S.K. 194. Md.'sine Dayalı - Mahkemece Davaya Konu Taşınmazın İpotek İşlemi Tarihinde Aile Konutu Olup Olmadığı Yönünden Her Hangi Bir Araştırma Yapılmaksızın Hüküm Kurulduğu/Mahkemece Tarafların Gösterdikleri Deliller Kapsamında Davaya Konu Taşınmazın İpotek İşlem Tarihinde Aile Konutu Olup Olmadığı Belirlendikten Sonra Toplanan Diğer Delillerle Hep Birlikte Değerlendirilerek Sonuca Göre Bir Karar Verileceği ) • TAŞINMAZIN AİLE KONUTU OLDUĞU İDDİASINA DAYALI İPOTEĞİN KALDIRILMASI TALEBİ ( Mahkemece Davaya Konu Taşınmazın İpotek İşlemi Tarihinde Aile Konutu Olup Olmadığı Yönünden Her Hangi Bir Araştırma Yapılmaksızın Hüküm Kurulmasının İsabetsizliği ) • BANKA TARAFINDAN YAPILAN İPOTEK İŞLEMİNE AÇIK RIZA BULUNMAMASI ( İpoteğin Kaldırılması - Tarafların Gösterdikleri Deliller Kapsamında Davaya Konu Taşınmazın İpotek İşlem Tarihinde Aile Konutu Olup Olmadığı Belirlendik

Ekspertiz raporunda taşınmazın boş olduğunun tespit edilmesi durumunda, taşınmaz malikleri taşınmazın aile konutu niteliği taşıdığını ileri süremez.

 T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2019/3415 K. 2019/10326 T. 17.10.2019 Davacı kadın tarafından açılan İpoteğin Kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazın  aile  konutu olduğu ve davacı kadının açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine  ipotek  tesis edildiğinden davanın kabulüyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı banka tarafından hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince yapılan yargılama sonunda, davalı bankanın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, verilen karar davalı banka tarafından hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın ekspertiz raporunun düzenlendiği 05/05/2016  tarihinde  boş durumda olduğu ve dava dışı Sadun Karahan adına kayıtlı olduğu,  aile  konutu niteliğinde bulunmadığı, n

Hakkında konkordato kesin mühlet kararı bulunan borçlu yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi İİK Md. 294 hükmüne aykırı değildir.

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1710 K. 2018/1220 T. 1.11.2018 Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK'nın  257 . maddesinde gösterilmiş olup bunlar alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir. Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen diğer borçluların müteselsil kefil sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladığı görülmüştür. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket ile kefil adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kat ihtarının tebliğine dair tebliğ noter tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla talep tarihi itibariyle asıl borçlunun takip edildiği, yani hesabın kat edildiği ve kat ihtarının sonuçsuz kaldığı ihtilafsızdır. Dosya kapsam