Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

(müteselsil kefalet) Müteselsil kefilin aynı zamanda rehin sahibi olması durumunda rehin bedeli düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilir. / İhtiyati haciz kararı verilmesi için kat ihtarnamesinin tebliğ edilmesi zorunlu değildir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 10.07.2007 tarihli E.6001 K.10525: ''İhtiyati haciz isteyen A...bank A.Ş. vekili, "davalılardan P... San. veTic. A.Ş. tarafından kullanılan 7 adet genel kredi taahhütnameleri gereğince spot kredi, işlek kredi, ticari artı para ve teminat mektubu kredisinin kullandırıldığını, genel kredi taahhütnamesini diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, genel kredi taahhütnamesinin 5. madde hükmü gereğince 22.06.2006 tarihinde kredi ilişkisinin kesildiğini ve davalılara kredi borçlarını ödemeleri için aynı gün noterden ihtar çekildiğini, risk toplamının miktar olarak 2.673.783,24 YTL olup, borçlular aleyhine teminat mektubu kredisinden kaynaklanan banka alacağı toplamı 28.588 YTL hariç olmak üzere diğer kredilerden kaynaklanan toplam borcunun 2.645.195,24 YTL olduğunu, davalı şirketin müvekkili lehine kredi sözleşmesi nedeniyle 230.000 YTL ipotek verdiğinden, şirket yönünden bu miktar indirilmek suretiyle ihtiya

Davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK'nun 264/4). Bu konudaki şikayet, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süreye de tabi değildir.

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2015/25242 K. 2016/2671 T. 28.1.2016 Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine, mal varlığına haciz konulan borçlunun, ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini ve itiraz alacaklıya tebliğ edildiği halde, İİK'nun 264/2. maddesi uyarınca alacaklının süresinde itirazın kaldırılması veya itirazı iptali davası açmadığını, bu sebeple ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını ileri sürerek, ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece talebin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapmış olan alacaklı, takip kesinleşmeden (kendisine kesin haciz isteme yetkisi gelmeden, m.78) önce, hakkını tehlikede görmüş ve (aynı alacak için) borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurtmuş olabilir. Bu halde alacaklının, artık yeni bir takip talebinde bulunmasına (m.264,1) gerek yoktur. Fakat alacaklı, m. 264/2'deki sü

İtirazın iptali davası reddedildiğinde ihtiyati haciz hükümsüz hale gelir, kararın kesinleşmesi gerekmez.

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 1969/2633 K. 1969/2986 T. 18.3.1969 İİK m. 264`e göre, alacaklının açtığı davada haksız çıkması, ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz kalmasına yol açar. İnceleme konusu olayda, alacaklının açtığı alacak davası reddedilmiş ve alacaklı, davasında haksız çıkmıştır. Böyle bir ilamın icrası için, HUMK m. 443 gereği, kesinleşmenin beklenmesi zorunlu değildir. Buna göre, borçlunun malları üzerine konulmuş olan ihtiyati haciz kararı da kendiliğinden hükümsüz kalmış ve borçlunun istemi gibi, haczin kalktığının ilgili yerlere bildirilmesi gerekmiştir.

İtirazın iptali davasının reddedilmesi halinde ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz hale gelir - itirazın iptali davası hakkında verilen kararın kesinleşmesine gerek yoktur

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2010/27618 K. 2010/28165 T. 30.11.2010 İİK.nun 264.maddesinin dördüncü fıkrasına göre alacaklının açtığı davada haksız çıkılması halinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Somut olayda, İzmir 4.Ticaret Mahkemesi'nin 24.3.2009 tarih ve 2009/826 değişik iş sayılı ihtiyati haciz kararı alan alacaklı vekili, 25.3.2009 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış ve şikayetçi borçluların taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyaten haciz koydurmuştur. Şikayetçi borçluların takip konusu borca icra dairesinde yaptıkları itirazın iptali için 7 günlük süre içinde alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davasını İzmir 2.Ticaret Mahkemesi 15.7.2010 tarih ve 2009/269 E. – 2010/393 K.sayılı karar ile red etmiştir. İİK.nun yukarda belirtilen maddesinde yazılı olan alacaklının davasında haksız çıkması şartı gerçekleştiğinden, ihtiyati hacizler kendiliğinden hükümsüz kalmıştır. Bunun için itirazın iptali davasının reddi kararının kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.

Haksız ihtiyati haciz sebebiyle tazminat davası - 1 yıllık hak düşürücü süre

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2012/10127 K. 2014/2495 T. 13.2.2014 Davacı vekili, dava dışı M. A.Ş. firmasına davalı banka tarafından açılan krediler sebebiyle söz konusu kredilere kefaleti bulunan müvekkilinin borcun tasfiye edilmesi nedeniyle, kefaletten beri kılınması için davalıya çektiği ihtarın sonuçsuz kalması üzerine İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesi'nin 2002/49 sayılı dosyası ile 14.01.2002 tarihinde davalı bankaya karşı kefalet sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti için menfi tespit davası açıldığını, davanın açılmasından sonra davalı bankanın 313.022,02 TL tutarındaki borcun ödenmesi için ihtarname keşide ettiğini ve Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nin 2003/1417 D. İş sayılı dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararını, Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2003/6599 sayılı icra dosyası ile infaz ettiğini, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2002/49 sayılı dosyası ile davalı bankaya karşı açılan menfi tespit davasında yapılan yargılama netices

İhtiyati haczi tamamlayan merasim - sürenin son günün kurban bayramına denk gelmesi ile sürenin izleyen iş gününe uzaması

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2016/16331 K. 2017/8262 T. 29.5.2017 Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, mahkemenin belirleyeceği teminat karşılığında İİK'nun 266 maddesine göre ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istediği; mahkemece, borçlunun, alacaklı tarafça 7 günlük süre içerisinde dava açılmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararı ile konulan tüm hacizlerin kaldırılması talebinin müdürlük tarafından 29/09/2015 tarihli karar ile kabulüne karar verildiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 266. maddesi gereğince; borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını genel mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer. Göreve dair bu kural; i

Takibin iptali ile ihtiyati hacizler de hükümsüz hale gelir.

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1233 K. 2018/2702 T. 19.3.2018 Alacaklı banka tarafından genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi sözleşmesinin kefilleri hakkında genel haciz yolu ile 7 örnek ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun, alacak ipotekle temin edildiğinden İİK'nun 45. maddesi gereğince öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiğini, ayrıca kefalet borçlarını teminen tesis edilen ipoteklerin paraya çevrilmesi talebiyle ilgili olarak, banka tarafından ... 10. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5696, 2012/5697 Esas sayılı takiplerin açıldığını ileri sürerek takibin iptali ve İİK'nun 266. maddesine göre ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; ipoteklerin, şikayetçi şirketin kefalet borcuna münhasır olarak verilmediği, İİK'nun 45. maddesinin işletilemeyeceği, ayrıca takibin ilamsız olması sebebiyle bu iddianın itirazın iptalinde itiraz konusu yapılması gerektiği, ihtiyati

Mirası red ile icra takibi

T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2016/18206 K. 2017/11140 T. 21.9.2017 Alacaklı tarafından borçlular hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, şikayetçilerin; alacaklının talebi ile borçlulardan ... ... ...'ın murisleri olan ... ... ve ... ...'dan intikal eden muhtelif taşınmazlarda borçluya isabet edecek payların haczedildiğini, oysa ki adı geçen borçlunun miras bırakanın mirasını mahkeme kararıyla reddettiğini, borçlu ... ... ...'ın mirasçısı ve aynı zamanda takip borçlusu olan ... ...'ın da ... ... ve ... ...'ın mirasını reddettiğini, şikayetçilerin ... ... ve ... ...'ın mirasçıları olduğunu ve haczedilen taşınmazların tapuda şikayetçiler adına kaydedildiğini, şikayetçilerin borçlu sıfatları da bulunmadığını belirterek icra müdürlüğünden söz konusu hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduklarını, anılan istemin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine icra mahkemesine yaptıkları başvurunun mahkemece, icr