Ana içeriğe atla

Gerekçeli kararda sehven istinaf kanun yolunun açık olduğunun gösterilmesi, kesin olan karar hakkında taraflara istinaf yoluna başvurma hakkı sağlamaz.

BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ E. 2017/102 K. 2018/24 T. 9.1.2018 DAVA : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü: KARAR : YARGILAMA SAFAHATI : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamasında, 03.11.2017 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne, davalının Erdek İcra Müdürlüğü'nün 2016/1095 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline,icra takibinin 1.575,00 TL asıl alacak ve 1.160,03 TL gecikme tazminatı üzerinden devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı 06.12.2017 tarihli dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : HMK'nun "İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar" başlıklı 341/2. maddesinde "Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına dair kararlar kesindir." düzenlemesi bulunmaktadır. 6763 Sayılı kanunun 44. maddesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Ek Madde 1 maddesinde ise "(1)200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362. ve 369. maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200. ve 201. maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362. ve 369. maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır." düzenlemesi mevcuttur. Buna göre hükmün verildiği 2017 yılı itibarı ile istinaf kanun yoluna başvurulabilmesi için dava değerinin 3110 TL'yi aşması gerekmektedir. Dava itirazın iptali davası olup hüküm altına alınan dava değeri 2.735,03 TL'dir. Buna göre belirlenen dava değeri 3110 TL'lik istinaf sınırının altında kaldığından HMK'nun 341/2. maddesi uyarınca kararın verildiği anda kesin olduğu ve istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşılmaktadır. Gerekçeli kararda sehven istinaf kanun yolunun açık olduğunun gösterilmesi, kesin olan karar hakkında taraflara istinaf yoluna başvurma hakkı sağlamaz. İlk derece mahkemesince HMK'nun 346/1.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken dava dosyasının istinaf incelemesi için dairemize gönderilmesi hatalı olmuştur. Ancak bu durumda HMK 352/1-b maddesi uyarınca bizzat dairemizce istinaf başvurusunun reddine karar vermek mümkündür. SONUÇ : Dava değerinin HMK 341/2 maddesinde belirtilen parasal sınırın altında olması sebebiyle kesin olan karar hakkında yapılan istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, Harçlar Kanunu'nun Eki-1 Sayılı tarife A-III-2 maddesi uyarınca alınması gereken 31,40 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamu düzenine aykırı işlemlerin süresiz şikayete konu olacağı.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NUN 10.11.2020 TARİH, 2017/8-2833 Esas 855 Karar 1. Taraflar arasındaki "şikâyet” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Muğla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen takibin iptaline ilişkin karar alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir. 2. Direnme kararı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 28.09.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; alacaklı tarafından başlatılan ilâmlı icra takibine dayanak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/463 K. sayılı ilâmında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun şahsın hukuku babında düzenlenen kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedildiğini, aile ve kişiler hukukuna ilişkin hükümler k

Bakiye borç muhtırasına itiraz - İİK md 33/2 uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu

YARGITAY 8. HD. 10.01.2018 T. E: 2015/15797, K: 177 Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu vekili, Tekirdağ 1. İcra Dairesi’nin 2009/5875 Esas sayılı dosyasında 17/06/2014 tarihinde tarafına gönderilen muhtıranın adreste bulunamama nedeniyle tarafına ulaşmadığını, ödeme emrinde 142.420.59 TL ödenmeyen nafakanın bulunduğunun bildirildiğini, ancak kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek takibin durdurularak borcun yeniden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın yapılan ödemelerin nafaka amaçlı olmadığını iddia ve ispat etmediği gerekçesi ile borçlunun takipten sonra yapmış olduğu ödemeler de hesaba katılmış, takibe dayanak ilamın gerekçe kısmında her üç nafaka alacaklısı için eşit nafaka taktir edildiği, daha doğrusu bu yöndeki protokolün tasdik

Satış isteme süresi iik md 150ı ipotek

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/12-749 K. 2021/992 T. 14.9.2021 I. İNCELEME SÜRECİ Borçlu İstemi: 4. Borçlu vekili 12.01.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte 381 ve 515 parsel numaralı taşınmazların 05.01.2015 tarihinde alacaklıya alacağına mahsuben ihale edildiğini, icra emrinin müvekkiline 25.10.2011 tarihinde tebliğ edildiğini, icra emri tebliğinden sonra ( 17.01.2012 tarihinde ) avans yatırılmak suretiyle satış talep edildiğini, satış kararı alındığını ve 30.03.2012 tarihli ikinci açık artırmada talipli çıkmaması üzerine satışın düşürülmesine karar verildiğini, bu tarihten itibaren alacaklının satış istemesine engel bir dava veya tedbir kararı olmadığı hâlde İcra ve İflas Kanunu ( İİK )'nun 150/e maddesinde belirtilen 2 yıllık süreden sonra 05.11.2014 tarihinde satış talep edildiğini, takibin düşmesine rağmen yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu belirterek yok hükmündeki işlemlerle gerçek